Hi, How Can We Help You?

Blog

Temmuz 8, 2021

Yoga’ya İlk Adım

Size yogayla nasıl tanıştığımı anlatmak istiyorum, bugünlere gelmek için attığım ilk adımı.

Kendimi eskiden taze bir nergis gibi hissediyordum; mutlu, güzel kokulu, parlak renkli, heyecanlı; fakat bir eksik vardı, topraktan koparılmıştım. Kaynağımdan çok uzakta, bir apartman dairesinde, vazoda günlerimin geçip bitmesini bekliyordum.

İşte böylesine yoğun bir buhrandayken yoga ile tanıştım. Kaynağıma aslında ne kadar da bağlı olduğumu anlamam için önce kendimi ayrı sanmam gerekiyormuş meğer. Yoganın beni benliğimle buluşturması için önce kaybolmam gerekiyormuş. Kaybolmuştum da hakikaten.

Yıllarca ailemden uzak, yatılı okumuştum bir o şehirde, bir bu şehirde. Hayat bu ya, hep karşıma iyi bir akıl hocası çıktı gittiğim yerlerde. Şimdiyse lise bitmişti ve artık bambaşka bir hayat başlamak üzereydi. İşte yoga maceram da bu sıralarda başladı. Her çarşamba Gurudwara Yoga Merkezi’nde film izlerdik. Neden mi? Üniversiteye yeni başlamıştım ve yeni tanıştığım bir arkadaşım beni buraya getirdi. “Bugün yogaya gidiyorum, film gecesi var, gelmek ister misin?” diyerek. Yoga nedir bilmiyordum, arkadaş kimdir doğru düzgün tanımıyordum, İstanbul Anadolu yakasına yeni geçmiştim, adresi boşver deniz ne tarafta kalıyor onu bile bilmiyordum (biz Akdeniz insanı için adres tarifinde denizin konumu önemlidir, hep güneydedir, sabittir, referanstır). Fakat bu kadar referans yoksunluğuna rağmen içimden bir ses ‘git’ dedi.

Yoga merkezinde film mi izlenirmiş canım, demeyin. Ben yoganın yapılamaz yaşanır bir yol olduğunu o günlerde öğrendim. Yoga için en önemli noktalardan olan “farkındalık”ın ve hayatı bomboş izlemektense gerçekten gözlemlemenin canlı kanlı örneklerine tanık oldum. Burada insanlar farkındaydı, uyanıktı. Ben de uyanığım demeyin, hayır, hepimiz uyanığız sanıyoruz ama çoğumuz her gün önünden geçtiği nalbur dükkanını görmez, çoğumuz işe gidip gelirken yanından geçtiği meyve ağaçlarını fark etmez, çoğumuz ayaktayız fakat uyuyoruz, bunu bile fark etmiyoruz. Belli bir rutinimiz var, her şey için, o rutinden çıkmıyoruz. Sarhoşların “araba yolu biliyor” diyerek direksiyona oturması gibi, bedenimiz yolu biliyor fakat biz sarhoşuz, ne yaptığımızı bilmiyoruz. Rutine oturtana kadar dikkat veriyoruz yaptığımız işe, fakat işler rutine girince uyku moduna geçiyoruz. Biz buna aramızda “omuriliğe bağlamak” deriz. Vücut bir işlemi öğrenirken sinyaller beyne gidip gelir, bilinçli ve farkında yaparız, araba sürmeyi öğrenirken ilk haftalarda nasıl da dikkatli olduğunuzu hatırlayın. Fakat vücut bu işlemi öğrendikten sonra sinyaller beyne kadar gitmez, omurilikte bu işleme dair otomatik cevaplar hazırlanmıştır, artık fark etmeden yaparız, artık arabada zihnimizde patronla kavga ederken sağa sinyal vermeyi düşünmeyiz, vücut otomatik olarak sinyalini verir, direksiyonu sağa kırar, eve sağ salim varırız. Çünkü artık araba yolu biliyordur. Ne gerçekten arabadayızdır yol boyunca, ne de patronun karşısında, hayatımızdan dakikalar hatta belki saatler silinmiştir, biz fark etmeden ömür akıp gitmiştir. “Oo… Ne ara 40 olduk ya?”, “Görüyor musun ne çabuk bitti okul, göz açıp kapayıncaya kadar?”, “Bu çocuklar ne ara evlenme çağına geldi ya huu?” diye kaç kere şaşırdık ve daha kaç kere şaşıracağız?

Hayatı omuriliğe bağlamış gidiyoruz. Hiçbir şeyin tadı tuzu yok, çünkü biz yokuz. Biz orada değiliz. Gözlerimiz açık fakat görmüyoruz. Kulaklarımız açık fakat duymuyoruz. Arka planda anlaşılmaz bir ses ve görüntü  kirliliği var, kendimizi açıp hayata bir anlam katamıyoruz. İşte tam da hayatın anlamını sorgularken tanıştım ben yogayla. Tesadüflere inanmam, planlı bir buluşmaydı bence bu. Çünkü yeni bir şehir, yeni bir okul ve yeni arkadaşlar hayatıma girerken, her zaman yaptığımız gibi her şeyi omuriliğe bağlamamayı öğrendim yogayla. Yeni hayatıma yeniden doğarak başladım. En ihtiyacım olan zamanda ve yerde, değişim gelip beni buldu. İşte bu güzel yolculuğa böyle başladım. Yoganın ruhsal bir yolculuk olduğunu başından beri görerek ve bunu kabul ederek ilk adımımı attım. Yoga merkezine gelip 5-10 asana yapıp eve geri dönmek değildi yoga benim için; yaşadığım her anda, söylediğim her sözde, gördüğüm her şeydeydi. Apaçık sandığım her şeyin altında başka mesajlar gizli olduğunu o günlerde öğrendim. Deneyimlerim arttıkça bunun ne kadar doğru olduğuna hayret ettim. “Yok canım, bu açık seçik bir şey, başka bir şey olamaz!” iddiasında bulunduğum her anda hayat beni yanılttı. Her defasında altından başka anlamlar çıktı ve ben bir daha hayret ettim.

Demem o ki hayatı omuriliğe bağlamayın, bugün yeni bir başlangıç yapın. Bugün başka bir sokağa sapın, bugün çocuğunuza başka davranın, bugün patronunuza gören gözlerle bakın. Göreceksiniz ki bakış açınız değiştikçe hayatınız değişecek, insanların size bakış açısı değişecek, insanlar değişecek ve sonunda dünya değişecek.

Yoga yolundaki tüm dostlarıma selam olsun, sevgiyle kalın.

Yazar

 

Dr. Arya Doğan

Yoga Eğitmeni

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

You may use these <abbr title="HyperText Markup Language">html</abbr> tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*

İn yazılım web site tasarımı seo paketleri
Karşıyaka Psikolog manisa psikolog Salihli Psikolog Bodrum Wolf Yetkili Servisi