Sosyal Kaygı
Sosyal kaygı, bireyin tanımadığı insanlara karşı utanmaktan, çekinmekten ve toplumsal eylemlerde bulunurken belirgin ve sürekli korku ve kaçınma duyma hali olarak tanımlanmaktadır (APA, 2000). Birçok araştırma sosyal kaygının ergenlik döneminde başlangıç gösterdiği ve görülme sıklığının arttığı konusunda ortak bir sonuca varmaktadır (Sübaşi, 2007; Solmaz, Sayar, Özer, Öztürk, ve Acar, 2000; Yavuzer ve Sertelin Mercan, 2017). Literatürde sosyal kaygı cinsiyet ile birlikte değerlendirildiğinde kadınlarda daha yüksek olduğunu gösteren araştırmalardan (Gültekin ve Dereboy, 2011; Kermen, İlginç Tosun, ve Doğan, 2019; Öngider ve Kavak, 2014; Güz ve Dilbaz, 2003) farklı olarak erkeklerde daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur (Sübaşi, 2007; Solmaz, Sayar, Özer, Öztürk, ve Acar, 2000; Turan ve ark., 2000). Fakat cinsiyetin sosyal kaygı düzeyini etkilemediğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır (Şahan ve Eraslan Çapan, 2017; Dinçyürek, Çağlar, ve Arslan, 2012; Bayramkaya, Toros, ve Özge, 2005).
Sosyal kaygının şiddeti, stres ile paralel artmakta olup toplumda yaygın olarak görülmektedir. Sosyal kaygı; okul ve iş yaşamında başarısızlığa, depresyona, madde kullanımına, intihar düşüncesine ve kişilerarası sorunlara sebep olabilmektedir (Yavuzer ve Sertelin Mercan, 2017; Gültekin ve Dereboy, 2011). Hamarta (2019) ergenlerle yaptığı çalışmasında, mükemmeliyetçiliğin ve olumsuz değerlendirilme korkusunun sosyal kaygıyı yordayacağını ifade etmiştir. Bir diğer çalışmada sosyal kaygının en etkili yordayıcı değişkeni benlik saygısı olarak öne çıkmaktadır. Benlik saygısı ile sosyal kaygı arasında negatif ilişkinin olduğunu gösteren bu çalışmada, yalnızlık düzeyinin artması ile sosyal kaygı düzeyinin yükseldiği görülmüştür. Olumlu benlik saygısının geliştirilmesinde ailenin rolünün önemli olduğu unutulmamalıdır (Sübaşi, 2007). Türe (2013) Tıp Fakültesi öğrencileri ile yaptığı çalışmada, sosyal kaygı ve aile bağlanma stilinin önemini desteklemiştir. Çocuklar üzerinde yapılan başka bir çalışmada; çocuğun anneden red algısı, otomatik düşünceleri etkilediği ve sosyal kaygıyı yordayacağı sonucuna ulaşılmıştır (Tezcan, Erden, ve Yiğit, 2017).
Sosyal kaygılı bireyler sağlıklı kişilerarası ilişkiler geliştiremediğinde, bu durumu telafi etmek için internet kullanımına yönelebilir. Alanyazında yapılan çalışmalarda; problemli internet kullanımının bilişsel çarpıtmaların önemli bir bölümünü de yordayacağı ortaya çıkmıştır. Ayrıca problemli internet kullanımı ve kişiler arası ilişkilerde bilişsel çarpıtmaların erkeklerde daha fazla olduğu gözlemlenmiştir (Şahan ve Eraslan Çapan, 2017; Tuzgöl Dost ve Zorbaz, 2014). Sosyal fobi ile olumsuz etkilenen bireysel ve sosyal gelişmeler yaşam kalitesinin düşmesine ve bireylerin hayatlarını sınırlandırmasına sebep olabilmektedir (Ateş & Gençdoğan, 2017).Yaşam kalitesi kavramına verilen önemin son yıllarda artması ile sosyal fobinin, yaşam kalitesi üzerindeki negatif sonuçları ile öne çıktığı çalışmalar yapılmıştır(Gültekin ve Dereboy, 2011).
Literatürde; yaşam doyumu, yaşam kalitesi ve psikolojik iyi oluş gibi olumlu kavramlarla yapılan çalışma sayısı yeterli değildir (Kermen ve ark., 2019).
Sosyal kaygı, panik bozukluğu tanısına sahip bireylerde daha sık görülmektedir (Öngider ve Kavak, 2014). Literatürde panik bozukluğun daha fazla yeti yitimine sebep olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır (Güz ve Dilbaz, 2003). Sosyal kaygı ile depresyon arasında yüksek bir komorbidite görülmektedir. Umutsuzluk, intihar düşünceleri, anksiyete ve aleksitimi sosyal fobisi olan bireylerde sıkça görülür (Solmaz ve ark., 2000). Literatür araştırmaları incelendiğinde, çekingen kişilik bozukluğunun sosyal fobiyle birliktelik gösterdiğine dair çalışmalar mevcuttur. Çekingen kişilik bozukluğunun varlığı, sosyal fobide kaygı ve kaçınmayı arttırmaktadır. Fakat yeti yitimi açısından çekingen kişilik bozukluğunun olması negatif bir etki yaratmamaktadır (Gültekin ve Dereboy, 2011; Sayar ve ark., 2000).
Sosyal fobinin tedavisinde başa çıkma yeteneği kazandırılması için yapılacak çalışmaların ve psikolojik yardımın faydalı olacağına yönelik yapılmış araştırmalar mevcuttur (Ateş ve Gençdoğan, 2017).
Alanyazın incelendiğinde araştırmanın bulgusunu destekleyen çalışmalardan Mercan ve Yavuzer (2017) tarafından gerçekleştirilen on iki oturumluk bilişsel davranışçı yaklaşımla bütünleştirilmiş sosyal beceri eğitimi programının sosyal kaygıyı azaltmada önemli bir yöntem olduğunu desteklemiştir. Üniversite öğrencilerinde çözüm odaklı grupla psikolojik danışmanın sosyal kaygı üzerinde etkili olduğunu gösteren çalışmalar da literatürü destekler niteliktedir (Ateş ve Gençdoğan, 2017).
Uzman klinik Psikolog EREN AY
KAYNAKÇA
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2000). DSM IV-TR Tanı ve Ölçütleri: Başvuru Elkitabı (2. Baskı). (Çev. Ertuğrul Köroğlu). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Ateş, B. Ve Gençdoğan, B. (2017). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Fobi ile Başa Çıkmalarında Çözüm Odaklı Grupla Psikolojik Danışmanın Etkisinin İncelenmesi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (1), 188-203.
Bayramkaya, E., Toros, F. Ve Özge, C. (2005). Ergenlerde Sosyal Fobi ile Depresyon, Öz kavram, Sigara Alışkanlığı Arasındaki İlişki. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni , 15(4), 165-173.
Dinçyürek, S., Çağlar, M. Ve Arslan, N. (2012). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Kaygılarının Analizi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi , 43, 106-116.
Gültekin, B. K. Ve Dereboy, F. (2011). Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Fobinin Yaygınlığı ve Sosyal Fobinin Yaşam Kalitesi, Akademik Başarı ve Kimlik Oluşumu Üzerine Etkileri. Türk Psikiyatri Dergisi , 22(3), 150-158.
Güz, H. Ve Dilbaz, N. (2003). Sosyal Kaygı Bozukluğu İle Panik Bozukluğu Olgularının Demografik ve Bazı Klinik Özellikler Açısından Karşılaştırılması. Klinik Psikiyatri, 6, 32-38.
Hamarta, E. (2009). Ergenlerin Sosyal Kaygılarının Kişilerarası Problem Çözme Ve Mükemmelliyetçilik Açısından İncelenmesi. İlköğretim Online, 8 (3), 729-740.
Kermen, U., İlçin Tosun, N. Ve Doğan, U. (2016). Yaşam Doyumu ve Psikolojik İyi Oluşun Yordayıcısı Olarak Sosyal Kaygı. Eğitim Kuram ve Uygulama Araştırmaları Dergisi, 2(2), 20- 29.
Öngider, N. Ve Kavak, V. (2014). Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarında Eşlik Eden Sosyal Fobik Semptomların ve Sosyodemografik Değişkenlerin İncelenmesi. Klinik Psikiyatri Dergisi, 17, 63 – 72.
Sayar, K., Solmaz, M., Öztürk, M., Özer, A. Ve Arıkan, M. (2000). Yaygın Sosyal Fobi hastalarında Çekingen Kişilik Bozukluğu ve Psikopatolojiye Etkileri. Klinik Psikiyatri, 3, 163- 169.
Solmaz, M., Sayar, K., Özer, A., Öztürk, M., ve Acar, B. (2000). Sosyal Fobi Hastalarında Aleksitimi,Umutsuzluk ve Depresyon:Kontrollü Bir Çalışma. Klinik Psikiyatri Dergisi , 3, 235- 241.
Sübaşi, G. (2007). Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Kaygıyı Yordayıcı Bazı Değişkenler. Eğitim ve Bilim, 32 (144), 3-15
Şahan, M. Ve Eraslan Çapan, B. (2017). Ergenlerin Problemli İnternet Kullanımında Kişilerarası İlişkilerle İlgili Bilişsel Çarpıtmaların ve Sosyal Kaygının Rolü. Ege Eğitim Dergisi, (18)2, 887-913.
Tezcan, G., Erden, G. Ve Yiğit, İ. (2017). Çocukluk Döneminde Sosyal Kaygının Gelişiminde Ebeveyn Kabul-Red Algısı: Otomatik Düşüncelerin Aracı Rolü. Klinik Psikoloji Dergisi, 1 (1), 12-23.
Turan, M., Çilli, A., Aşkın, R., Herken, H., Kaya, N., ve Kucur, R. (2000). Sosyal Fobinin Diğer Psikiyatrik Hastalıklarla Birlikteliği. Klinik Psikiyatri , 3, 170-175.
Tuzgöl Dost, M. Ve Zorbaz, O. (2014). Lise Öğrencilerinin Problemli İnternet Kullanımının Cinsiyet, Sosyal Kaygı ve Akran İlişkileri Açısından İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 29 (1), 298-310.
Türe, H. (2013). Tıp Fakültesi Öğrencilerinde Sosyal Anksiyete Düzeyini Etkileyen Etkenler, Anne-Babaya Bağlanma Ve Yetişkin Bağlanma Biçimleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi , 14, 310-317.
Yavuzer, H. Ve Sertelin Mercan, Ç. (2017). Bilişsel-Davranışçı Yaklaşımla Bütünleştirilmiş Sosyal Beceri Eğitiminin Ergenlerin Sosyal Kaygı Düzeyinde Etkisi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 16 (63), 1187-1202.
Yazar
Eren AY
Uzm. Klinik Psikolog