Özgüven Eksikliği
Özgüven, bireyin kendisi ve yetenekleri ile ilgili pozitif aynı zamanda gerçekçi bir
anlayışa sahip olmasıdır. Özgüven eksikliğini ise, bireyin kendine, geleceğe dair inancının zayıf olması, kendine olan güvenini kaybederek sosyal hayat ile ilgili çekincelerinin olması şeklinde açıklayabiliriz.
Bireyler belirledikleri hedeflere ulaşmak için çaba sarf eder ve bu çabanın sonucunda elde edilen başarı veya başarısızlık bireyin özgüven duygusunun gelişimini olumlu ya da olumsuz etkiler. Özgüven oluşumunda aile, ebeveyn tutumu gibi birçok faktör bulunmaktadır. Küçük yaşlardan itibaren aile içerisinde onay alamama, başarıları karşısında tebrik görememe, engellenme (yapma, yapamazsın, dokunma), yoğun eleştiri, yaşıtlarıyla karşılaştırılma gibi sorunlara maruz kalan çocuklar gelecekte özgüven eksikliği yaşayabilmektedir.
Özgüven eksikliği yaşayan bireyler, kendilerindeki potansiyeli göremezler. Genellikle “Ben bu işi başaramam, diğerleri benden daha iyi, bir tek başarısız benim, yeni ortamlara ayak uyduramam.” şeklinde yaklaşımları vardır. İşte, okulda, evde veya sosyal ortamlarda yaşanan olumsuz deneyimlerden sonra kişide oluşan aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duyguların sonucunda bireylerde özgüven eksikliği, başarısızlık ya da hayal kırıklığı gibi olayların üzerinde fazla durma, olayları olduğundan daha kötü şekilde değerlendirme, kendini ya da yeteneklerini acımasız şekilde eleştirme veya başarısızlık korkusu şeklinde gelişmektedir.
Özgüven eksikliğinin aksine, aşırı özgüven sahibi bireylerle de karşılaşabiliriz. Bu sorunu yaşayan bireylerin kendini geliştirme konusundan uzak durdukları, değişim ve gelişime açık olmadıkları gözlemlenmiştir. Aşırı özgüven sahibi bireylerin yaklaşımları ise genellikle şu şekildedir; “ Ben en iyisiyim, onlar başarısız, en güzelini her zaman ben yaparım.”
Özgüven konusunda sorun yaşamamak için, çocukluktan itibaren bireyin saygı görmesi, atacakları adımların engellenmesi yerine uygun bir yaklaşımla yapabilme yollarının gösterilmesi ve sevgi dili önem taşımaktadır. Başarısızlık yaşamasının değerinden hiçbir şey kaybettirmeyeceği, daima sevilecek biri olduğunun hissettirilmesi ve başarısızlıklarının deneyim olduğunun aşılanması çocuğun özgüveni için sağlıklı bir düşünce yapısı geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
Özgüveni iyileştirmek için bireylerin, olumlu yaşam olaylarına ağırlık verip, olumsuz olanları deneyim olarak kabul edip deneyimlerinden ders çıkarması, cesaretli olması, gerçekçi hedefler belirlemesi, öğrenmeye ve değişime açık olması önem taşımaktadır.
“Yeniden başlamaktan korkma. Bu sefer sıfırdan değil, tecrübelerden başlıyorsun.”
Yazar
Harika YANIK
Uz. Klinik Psikolog