Dayanıklılık ; olumsuz durumlara karşı hazır olma ,stres ve travmayla başa çıkabilme, zor ve yıpratıcı durumlara uyum sağlama ,yıkıcı tecrübelerden bir şeyler öğrenerek başa çıkma becerisidir. Psikolojik dayanıklılık kırılmadan bükülebilme ve durum geçtikten sonra eski haline dönebilme yani zor durumlardan sonra tekrar ayağa kalkabilme becerisidir. Bir başka deyişler ruhun bağışıklık sistemi ya da koruyucu kalkanıdır.
Kişilik özelliklerinin yanı sıra psikolojik sağlamlık sonradan öğrenilebilir bir beceridir. Bu noktada en çok çevresel etkenlerin etkili olduğu görülmektedir. Duygusal olarak pozitif ,güvenilir , dengeli ve devamlı ilişki kurabilen kişilerin (anne, baba ,aile üyeleri , öğretmen vs ) çocuğun hayatında olması psikolojik dayanıklılığını arttırmaktadır.
Tabi ki ebeveynler , çocuklarının hep mutlu olmasını isterler. Üzülmemelerini , hayal kırıklığı yaşamamalarını arzu ederler fakat hayatta zorluklar ve hayal kırıklığı da vardır. Eğer çocuklarımızı büyütürken hayal kırıklığı ve stresle karşılaşmayacak şekilde korumacı tavır sergilersek gerçekçi bir dünyaya hazırlamamış oluruz. Zorlukların üstesinden gelebilme becerisi ileride ayakları üzerinde durabilme ve başarılı olabilmeleri açısından önemlidir. Çocuğun ihtiyaçlarını anlayan, etrafında olup biteni algılamasına ve içsel dengeyi bulmasına yardımcı olan ebeveynler uzun vade de çocuğun psikolojik olarak dayanıklı olmasına katkı sağlamış olurlar.
Çocuklarda psikolojik dayanıklılığın oluşması için ;
- Güvende olduğunu hissetmesi
- Başaracağına dair inanca sahip olması
- Kendi sınırlarını ve yapabileceklerini bilerek doğru yönlendirmesi
Ebeveynlerin psikolojik olarak dayanıklı çocuklar yetiştirebilmesi için ;
- Fiziksel ihtiyaçları kadar duygusal ihtiyaçlarını da karşılamak.
- Aşırı korumacı olmamak ,üzülmesine ve ya başarısız olmasına da izin vermek. Bir şeyi ne kadar harika yaptığına değil, çabasına ve pes etmeden devam edebilmesine vurgu yapmak.
- “Bu durumun senin için zor olduğunu biliyorum, yanındayım , bunun üstesinden gelebilirsin “
diyebilmek.
- Çocuğun yaşadıklarını, anlattıklarını merakla dinlemek , nasıl hissettiğini anlamak, zor bir durum karşısında nasıl baş edeceği konusunda fikir vermek yerine onun çözüm yolları bulabilmesi için teşvik edebilmek.
- En önemlisi şefkatli, sevgi dolu, çocuğun ihtiyaçlarını anlayan ve bunları karşılayan, tutarlı ve sınırları belirgin olan ebeveyne sahip çocuklar kendini gerçekleştiren, mutlu bir çocuk ve ileride de yetişkin olurlar.
Böylelikle hayatta karşılaştığı problemlerle mücadele edebilmek, olumsuzluklar karışında iyimser bir tutum sergilemek ,kendine güvenerek başa çıkabilmek bireylerin çocukluktan ergenliğe, ergenlikten yetişkinliğe yaşam başarısı olan kişilere dönüşmesini sağlar . Ebeveynler olarak hayatın inişli çıkışlı olduğunu, stresli durumların var olduğunu kabul ederek, çocuklarında bu zorluklarla yüzleşmesi ve baş ettiğinde güçlenerek büyümesine destek olabilmek çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük hediyedir…
Ayşenur TURANLI
Psikolog